Merhaba fotoğraf severler, fotoğraf sevdalıları, elinde makinesi olanlar, olmayanlar…
Almak isteyip alamayanlar, makinelere, objektiflere bakıp iç geçirenler…
Ya da bir fotoğrafçılık kursuna başlayıp bir an önce en iyi fotoğrafı çekmek isteyenler (biliyorum hepimiz böyle başladık) kısaca fotoğrafa gönül veren herkese Merhabalar…
Nihat Karadağ Fotoğraf Atölyesinde zaman zaman fotoğraf ve fotoğrafçılık üzerine düşüncelerimi paylaşacağım. Nihat Karadağ Fotoğrafçılık Kurslarında ve Fotoğraf Kursuna bağlı yaptığımız etkinlikleri ve izlenimlerimi ,gözlemlerimi elimden geldiğince sizlere aktarmaya çalışacağım..
Fotoğrafçılık kursuna başlayan herkeste büyük bir heyecan ,bir heves vardır ilk başlarda. Fotoğrafçılık kursunun ilerleyen dönemlerinde; o çok beğenerek çektiği, sosyal paylaşım mekanlarında eş, dostun “harika, muhteşem, süper, on numara, işte bu” dediği fotoğraflarının aslında , ‘bir çöp’ uzman gözüyle “keşke çekmeseydin”denilebilecek fotoğraflar olduğunu öğrendiğimiz andan itibaren başlar fotoğrafçılık.
Fotoğrafçılık Kurslarına gitmeyi bu nedenle önemsiyorum. Uzman hocalar tarafından çektiklerimizin yorumlanması,eleştirilmesi bizim fotoğrafa bakışımızı geliştirir. Bir fotoğrafçı yada amatörce fotoğrafla ilgilenen herkes tüm eleştirilere açık olmalıdır. Eleştirinin olduğu yerde ilerleme vardır. Tabiki eleştirilerimiz yapıcı olmalıdır. Kırıcı eleştiriler kişiyi fotoğraf çekmekten soğutur.
Sosyal medyada hemen herkesin bir fotoğraf sayfası, grubu var ve buralara günde pek çok fotoğraf ekleniyor. Beğenilerle zaten kişi kendini görebiliyor. Benim dikkatimi çeken şey yapılan eleştirilere çok aşırı tepkiler verilmesi. Sen eğer çektiğin fotoğrafı internet ortamında paylaşıyorsan artık o fotoğraf senin olmaktan çıkmıştır.. Elbette fotoğrafın hakları sana aittir ama fotoğrafını gören herkesin fotoğrafına yorum yapma hakkı, eleştirme hakkı vardır.
Eleştirmekten ve eleştirilmekten korkmayalım sevgili fotoğrafseverler.
Fotoğrafçılıkta bir klasikler veda ediyorum sizlere ‘’Işığınız bol olsun’’