Gezi Fotoğrafçılığı-Fotoğraf Gezileri

Bu yazı 26 Eylül 2013 tarihinde Evrensel Gazetesi’nde yayınlanmıştır.

 

“Eğer bir öyküyü sözcüklerle anlatabilseydim,
bir fotoğraf makinesinin arkasından
sürüklenmem gerekmezdi.”
Lewis Hine

Gezi fotoğrafçılığı adıyla bir sektör oluştu. Bir çok kurum oraya buraya geziyi fotoğrafla birleştirip satıyor. Kimi sanat, kimi spor kimi eğlence odaklı. İnsanlar ilgi alanlarına odaklanmış gezilere ihtiyaç duyuyor. Öncelikle adı üstünde ‘gezi’ sonrasında  ‘fotoğraf’ oluyor,  Demek ki bir ihtiyaca karşılık geliyor.
Burada gezileri düzenleyen kurum ya da kişiler ile geziye katılanların niyetleri önemli. Düzenleyenlerin ve katılanların amaç ve beklentileri karşılanıyor/kesişiyorsa mesele yok.  Günümüzde ise her yerde fotoğraf kursları ve fotoğraf gezileri duyurularıyla karşılaşıyoruz. Peki fotoğraf gezilerinden ne umuyoruz? Bazı arkadaşlar fotoğraf gezilerine katılıp en iyi fotoğrafları çekip sergiler açmanın hayaliyle yola çıkıyorlar.
Bence fotoğraf gezileri kurs almış arkadaşların teknik olarak teoride öğrendiklerini pratikte uygulama alanlarıdır. Bir de tatil niyetine hobi olarak yaptıkları işle yani fotoğraf öncelikle ise sorun yok. Eline ilk defa makine alanla, yıllardır fotoğrafla uğraşanlar bir arada olunca usta çırak ilişkili dersler gayet iyi oluyor. Fotoğraf bir çok branşa ayrılmıştır. Her branş kendine göre araç gereç ve edavata ihtiyaç gösterir. Elimizdeki amatör makinelerimiz ve üzerlerindeki kısıtlı objektiflerle gittiğimiz gezilerde ancak anı fotoğrafları çekip döneriz. Ama böyle de olsa o alanla ilgili bilgi ve deneyim sahibi olarak dönmüş oluruz.
Bu anlamda gezileri ikiye ayırabiliriz. Birincisi teknik gelişmemizi sağlamak olabilir. Yani fotoğraf çekmeyi öğrenme gezileri. Eğer amaç buysa gidilecek yerlerde ona göre seçilir olur biter.
İkincisi daha profesyonelce ve fotoğraf çekmeye yöneliktir. Gidilecek yerde ne çekileceği önceden planlanır. Ona göre araç gereç seçilir, fotoğraf çekilecek yerler ışığından sosyal ilişkilerine kadar önceden hesaplanır. Gerekirse önceden araştırma yapılır. Daha çok projeli çalışmalardır ve sonuçta ortaya fotoğraf çıkarma kaygısı vardır. Tek olarak yapılabileceği gibi grup olarak kolektif çalışmalar olarak da yapılır.
İşin özü fotoğraf gezileri yararlıdır. Önemli olan gezileri düzenleyen kurumların olaya nasıl baktığı ve bizim beklentilerimize ne derece karşılık verdiğidir. Bu anlamda dikkatli olmak gerekiyor. Çünkü şirketler için mesele para kazanmaktır. Sizler müşterisiniz. Daha çok fotoğraf çekmek isteyenlerin bir araya gelerek kendilerinin bu tür gezileri düzenlemeleri daha anlamlı ve ekonomik olarak yapılabilir.
Bu konuda çoktandır fotoğraf dünyasında atölye çalışmaları ve  fotoğraf gezileriyle adını duyduğumuz Nihat Karadağ Fotoğraf Atölyesi’nin gezilerine katıldım. Bu yazı bu anlamda gözlemlerimi de paylaşmama aracı oldu. Gidilecek yerin seçiminden, otobüslerin kalitesine, yolda yenilecek sandviçlerden kişi başına düşen paraya kadar neredeyse katılımcılarla karar verildiğini gördüm. Organizasyonundan, gerçekleştirilmesine kadar, katılımcılarla kolektif bir çalışma sistemi kurulmuş. Geziye fotoğraf bilgi ve deneyim sahibi birilerinin organizasyonuyla katılmak ve ekonomik bir bütçeyle gerçekleştirmek önemli. Doğrusu Nihat Karadağ’ın sosyal medyada niçin on bin takipçisi olduğunu ve organize ettiği her gezinin niye hızla dolduğunu anlamış oldum. Nihat fotoğrafı seviyor ve sevdiriyor. Geziler onun tanınmasını ve atölyelerinin dolmasını sağlıyor. Kısaca gezi fotoğrafçılığı deyince Nihat aklıma geliyor. Temennim emek verdiği arkadaşların kendilerini yetiştirip “fotoğraf çekmek” için gezi yaptıkları günleri yaşamaları.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir