Neden Fotoğrafçılık Kursu?

Neden Fotoğrafçılık Kursu?

Merhaba,

Bu yazımız fotoğrafçılık kursu hakkında olacak. Kimilerimiz önceleri filmli makinelerle, sonra dijital kompak makinelerle, cep telefonlarında fotoğraflar çektik. An’ı ölümsüzleştirmek, ileride çocuklarımıza anlattıklarımızı birde fotoğraflardan gösterebilmek için fotoğraflar çektik. İçimizden bazıları fotoğraf çekmenin hazzına vardılar, kimileri bu sevdadan vazgeçtiler. Vazgeçme sebepleri kimi zaman maddi, kimi zamanda öz güvenleri olmadığından kaynaklandı.

Devam edenler hangi aşamalardan geçtiler,neler yaptılar isterseniz bu konuyu kısaca bir inceleyelim. Evet önceleri makinelerini alıp fotoğraf çekmeye başladılar. Çektikçe dahada fazla çektiler, çektikçe dahada fazla çektiler. Sonra birileri beğendikçe dahada fazla çekmeye başladılar. Ta ki fotoğraftan anlayan birileri çıkıp fotoğraflarını yorumlamaya başlayana kadar. Fotoğrafçılar aslında her zaman fotoğraflarını bir kural çerçevesine sokmak isterler. Okullarda da böyle öğretilmiştir.

Ve bakarsınız ki fotoğraflarınız yorumlanmaya başladığında beğenenler olduğu gibi aslında fotoğrafınızda kusurunuzu size söyleyenlerde olmaya başlamıştır. Önce kızar sonrada doğru söylediklerini anlarsınız. İşte o zaman kendinize bir fotoğrafçılık kursu ararsınız. Ben ilk fotoğrafçılık kursuna gitmek istediğimde İSMEK’in Bahçelievler’deki Fotoğrafçılık Kursu’na gittim, kayıt olmak istedim. Hoca ile görüştürmek istediler. Elimde kompak bir makine, hocanın karşısına geçtim. “Neden fotoğrafçılık kursuna gelmek istiyorsun?” diye sorduğunda, seviyorum ve çektikçe daha da çok fotoğraf çekmek istiyorum dedim. Bana elindeki bu makine ile geleceksen kursuma katılma, çünkü benim sana öğreteceğim şeyler ile bir fotoğraf stüdyosu açabilir, iyi bir fotoğrafçı olabilirsin demişti. Tabi ben hocayı tanımıyordum ancak sonradan kendisinin bir üstad olduğunu öğrendim ve fotoğrafçılar tarafından iyi bilinen ve kitapları olan bir zat’tı. Tabi ki ben bu söze içerlemiş ve para biriktirmeye başlamıştım. İlk makinem Nikon D60’ı da 1 yıl sonra bu sayede almıştım. Sonra Fotoğraf Kursu’na tekrar gittiğimde hocanın orada olmadığını yerine başkasının Fotoğraf Eğitimi verdiğini öğrenmiştim. Bu arada fotoğraf çekiyor, paylaşım sitelerinde yayınlıyor ve insanların yorumlarına göre bir şeyler yapmaya çalışıyordum. İlk ışık patlamasını da o zaman, o site üzerinden gelen bir yorumla öğrenmiştim. Araştırmaya başladığımda daha çok terimin olduğunu öğrendim. Öğrenmem gereken o kadar çok şey vardı ki . Diyafram nedir ? Ne işe yarar? Enstantene nedir ? İSO nedir ? Pan tekniği ile ben nasıl çekebilirim? Işık patlaması, beyaz dengesi v.s. nedir ? Ve nasıl doğru kullanılır öğrenmem gerekli idi.

Bunun üzerine fotoğrafçılık kursu veren yerleri araştırmaya başlamıştım. Sonrasında bir kurs gördüm ve iletişime geçtim. Nihat Karadağ Fotoğraf Atölyesi’nin Taksim İlk Yardım Hastahanesi’nin karşısında en üst kattaki kurs verdiği yere geldim. Bu fotoğraf kursunda, ne hatalar yapıyoruz, fotoğraflarımızı nasıl daha düzgün ve göze hitap edecek şekilde çekebiliriz bunu öğrendik. Öğrenmenin yaşı olmadığını, gittiğimiz gezilerde gördük ve inanıyorum ki görmeye de devam edeceğiz. Çünkü öğrenmenin de yaşı yok, öğrenilecek bilginin de sonu yok. Bu sebep ile yaptığımız işte daha iyi olabilmek ve bayrağı bir adım daha ileriye taşıyabilmek için çok çalışmalıyız, çabalamalıyız, fotoğraf eğitimi almalı, kurslardaki seminerlere katılmalı, sosyal bir nefer olmalıyız.

Kimi insanlar yeteneklidir, ancak kullandığımız ürünler dijital bir teknoloji ürünü olduğundan makinenin nimetlerinden yararlanmak için fotoğrafçılık kursu’na gidilmesi gerektiğini düşünenlerdenim. Temel fotoğrafçılık kursu, ileri seviye fotoğrafçılık kursları v.s. çoğaltılabilir. Ancak fotoğrafçılık kursuna giderek iyi birer fotoğrafçı olmanın ilk adımını atabilirsiniz.

Saygılarımla…

Serkan İSPİROĞLU

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir