Yaralandılar, yerlerde sürüklendiler, gözaltına alındılar… ‘Orantısız güç’ ne demek, fotoğraflarla tüm dünyaya anlattılar. Gezi Parkı olaylarının belki de en yakın tanığı olan 21 foto muhabirinin fotoğrafları belgesel niteliğinde bir kitap oldu. Adı: Gazeteci Gözüyle Direniş.
21 foto muhabiri bir araya geldi, Gezi Parkı olayları sırasında çektikleri fotoğrafları Coşkun Aral’ın seçkisiyle kitaplaştırdı. Amaçları, 2013 yılı sona ererken, bu seneye damgasını vuran ve etkileri hâlâ süren Gezi Parkı direnişinde yaşananları unutturmamak. Bir de tabii gözden kaçanları gün yüzüne çıkarmak.
Belgesel niteliği taşıyan bu kitapta, polis şiddetinden kaçarken objektife yakalanan endişe dolu bakışlar da var; henüz ölümlerle, kalıcı sakatlıklarla, yaralanmalarla birlikte anılmaya başlamamışken Gezi Parkı’nda çekilen
huzur dolu anlar da. Fotoğraflar ne anlatıyor olursa olsun, bu kitabın insanın ağırına giden
bir tarafı var.
Fotoğraf seçkisini yapan Coşkun Aral’a göre, Gezi olayları bu kitapta ‘fotoğrafın dili’yle anlatılıyor: “Gençler, bugüne kadar onları anladığını sanan, sözde onların geleceği için ‘dünyalık’ derdine düşen ebeveynlerine ve hangi iktidar olursa olsun değişmeyen sömürüye dayalı yönetimlere karşı ‘Önce bizi dinleyin’ demek istedi. Aylar sonra bu kitapla bütün bu senaryolar fotoğrafların diline bırakıldı ve şimdi Gezi’yi fotoğraflar anlatıyor.”
ŞİDDETİN TANIKLARI
Kitabı yayına hazırlayan gazeteciler Serkan Ocak ve İdris Emen, Türkiye’de bir dönem tarih sayfalarına işlenirken, dünyanın fotoğrafın gücüne bir kez daha tanıklık ettiğini söylüyor. Ocak ve Emen’e göre, tanıklık edilen bir başka şeyse ‘orantısız güç’: “Yüz binlerce insan sokaktaydı. Gençler, orta yaşlılar, kadınlar, erkekler, anneler, sanatçılar, işçiler, eşcinseller ve elbette polisler. Hayret verici binlerce olay yaşandı. İnsanlar, polisin gece gündüz demeden gösterdiği orantısız şiddete tanık oldu.”
Ocak ve Emen gibi yüzlerce gazeteci, altı kişinin yaşamını yitirdiği, binlerce kişinin yaralandığı Gezi olaylarında, ellerinde makineler yazılmakta olan tarihin her anını görüntülemeye çalıştı. Ocak, “Belki de ilk kez vardiya sistemi uygulamadık. Orada yattık, orada kalktık. Tüm zorluklara rağmen görevimizi yapmaya devam ettik. Kimi zaman eylemcilerin, kimi zaman polisin psikolojik ya da fiziksel şiddetine maruz kaldık. Fakat hiçbir olumsuzluk bizi Türkiye tarihinin bu en önemli anlarını kaydetmekten alıkoyamadı” diyor.
Kitapta yer alan bazı fotoğraflar şöyle:
FOTOĞRAF: TANER YENER
Betonlarla kaplanmış bir kentin kalbindeki yeşillikti Gezi Parkı. Doğayı korumaktan daha doğal ne olabilirdi? O gece ve ertesi gün iş makinelerinin demir kepçeleri toprağı yararak yaklaşırken birkaç insan ağaçlara sarılmıştı.
FOTOĞRAF: YAĞIZ KARAHAN
FOTOĞRAF: MURAT ŞAKA
Taksim Meydanı’nda tazyikli suyun şiddetiyle savrulan bir gösterici.
FOTOĞRAF: BÜLENT KILIÇ
FOTOĞRAF: SELİN ARUTAN
Alıntı : http://www.hurriyet.com.tr/cumartesi/25355003.asp